1950 seçimlerinden sonra iktidara gelen
DP’nin lideri Celal Bayar’ın Nato’ya niye girmediniz sorusuna İsmet İnönü “Aldılar da girmedik mi” diye cevap verir. Kore Savaşı’na 4500 asker göndererek 1952’de Nato’ya girişimiz onaylandı.
Nato’nun güney kanadının jandarması olarak görev yaptık. Yıllarca solcular ‘Nato’ya Hayır’ sloganlarını meydanlarda haykırdılar. 1960’dan bu yana tüm darbeler Nato’nun pişirip kotardığı operasyonlardır. Komünizim korkusuyla Nato’dan rahatsız olanlar da seslerini çıkaramadılar.
Bugünlerde Nato konusu İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğe kabulü için gündemimizde. Erdoğan’ın bu konudaki tavrı net.. Teröre destek veren İsveç’in üyeliğine karşı çıkıyor. Pazartesi görüşmek için gelecek heyetlere “Kusura bakmasınlar, yorulmasınlar” diyerek noktayı koydu. Görüşmeler yalnız İsveç-Finlandiya ile yapılmayacak, tüm Nato ülkeleri devreye girecektir. Türkiye’nin en son evet demesi için öne sürdüğü şartların kabul edilmesi şarttır. Bütün bunlar yaşanırken başta Ana Muhalefet Partisi olmak üzere Millet İttifakı’nın diğer partileriyle, bugün hala ‘Solcu’yum diyen ‘sosyalist, Kominist’ partilerinden çıt çıkmıyor. HDP’yi Nato’nun destek verdiği PKK’dan dolayı ses çıkarmasını anlayabilirim de; sözde emperyalizme karşıyım diyen partiler neden bu konuda görüş belirtmiyorlar. Yoksa Biden’ı kızdırmayalım mı diye düşünüyorlar. Nato olayı başta Ana Muhalefet Partisi olmak üzere diğer muhalefet partilerini ırgalamıyorlar mı? Millet İttifakı’nın işi bir hayli zor. Nato’dan yana tavır koysalar tabanlarına nasıl izah edecekler, buna karşılık karşı çıksalar Biden’a ne diyecekler. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık misali..Politikada net bir tavır koyamazsan böyle sessiz kalırsın. Seçmen de bunun hesabını sana sandıkta ödetir.
YAPTIRMAYACAĞIZ, YIKTIRMAYACAĞIZ
20 yıldan beri iktidarda olan AK Parti ne zaman bu ülke için bir şeyler yapmaya kalkışsa muhalefet ne olduğuna bakmadan koro halinde yaptırmayacağız diye karşı çıktılar. Eğer iktidar muhalefetin karşı çıkmasına boyun eğseydi, bakın neler yapılmazdı. 3.Boğaz Köprü’sü, 18 Mart Çanakkale Köprü’sü, Osman Gazi Köprü’sü, 3. Havaalanı, Marmaray, Metrolar, Şehir Hastaneleri, Barajlar, Petrol ve doğal gaz aramasını yapan gemiler, havaalanları, üniversiteler, silah sanayi alanındaki fabrikalar.. Siz o zaman başta İstanbul’un ve Türkiye’nin halinin ne olacağını kestirebilir misiniz?
Uzun yıllar hizmet veren Atatürk Hava Limanı (Yeşilköy Hava Alanı) şehrin ortasında kalması ve ihtiyaca cevap veremesi için boşaltılmasına karar veriliyor. Bu karardan sonra koro başlıyor. Atatürk adını taşıdığı için yıkıyorlar, burasını rant alanı olarak kullanacaklar, konut alanı yapacaklar diye ortalığı velveleye verdiler. Oysa havaalanı tamamen yıkılmayacak, bazı pistler ve bölümler kalacak, geri kalan alana Millet Bahçesi yapılacak denilmesine karşın düne kadar Atatürk adını anmaktan kaçınan il başkanları olmak üzere parkın yapılmasına karşı çıkıyorlar. 132.500 ağaç dikilerek Türkiye’nin en büyük Millet Bahçesi yapılacak. Oysa hem Kılıçdaroğlu ve hem de İmamoğlu bu alanın yeşil alan yapılması bizimde proğramımızda diyorlardı. Hatta Kılıçdaroğlu, bu projeyi aslında biz hazırlamıştık, AK Parti bizim telefonlarımızı dinleyip projemizi çalmışlar diye açıklama yapması karşısında güler misin, ağlar mısın? Bir projeye sahip çıkamayan bir parti, ülkeye nasıl sahip çıkacak denilmez mi?
Emek sineması ve Atatürk Kültür Merkezi ömrünü tamamlamış binalardı. Hükümet bunların yerine daha modern, daha kullanılışlı ve daha çok hizmet verecek şekilde yeniden yapılması için yıkma kararı aldığı zaman kıyametler kopmuştu. İşte bu gericiler, bu yobazlar kültürden, sinemadan anlamazlar, sanata düşmandırlar diye yıktırmamak için yürüyüşler, toplantılar, konferanslar düzenlediler. Hükümet yılmadı sabırla kararını uygulamaya başladı. Bugün o iki eser İstanbul’a ve Türkiye’ye yakışır görkemli bir şekilde kültürümüze hizmet veriyor. Gerçekten sanata ve kültüre değer veren bazı gazeteciler, sanatçılar ‘İstemezük’ tavırlarından dolayı özür dilediler.
Fakat maalesef 10 yıl önce Erdoğan’la proğram yapan gazeteci kılıklı tetikçi; o gün havaalanı projesi için “Allah senden razı olsun” derken ; kalkmış bugün pistlerime dokunma diyor. İnsanın azıcık yüzü kızarır. Yaptırmayacağız,Yıktırmayacağız diyerek her işe takoz koyarak nereye varacaksınız. CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay ne demişti; “Bu hükümet dünyanın en doğru işini bile yapsa bizim bu hükümeti alkışlayacak halimiz yok. Milletin bize verdiği görev bu”.. Doğruya doğru diyemiyorsan, demek ki muhalefetin milletin çıkarına değil o nedenle %25 bandını aşamıyorsun. Kalın Sağlıcakla.
Yorum yazarak Düzcenin Sesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzcenin Sesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzcenin Sesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzcenin Sesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Düzcenin Sesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzcenin Sesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Düzcenin Sesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Düzcenin Sesi değil haberi geçen ajanstır.